MARDUK 1: 2033-UB-13 - Nilufer.ist
914
post-template-default,single,single-post,postid-914,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-7.7,wpb-js-composer js-comp-ver-4.7.4,vc_responsive
 

MARDUK 1: 2033-UB-13

19 Mar MARDUK 1: 2033-UB-13

Konuyu herkes aşağı yukarı maya takvimi – 2012 dünyanın sonu

ve hatta bilinmeyen gezegen Marduk hakkında basında, internette yer alan yazılarla tanıdı.

Benim de ilgimi çeken bir konu olduğu için araştırmaya başladım ve gördüm ki; çok yönlü ve derinlemesine araştırma gerektiren bir konu o nedenle de edindiğim bilgileri bir yazı dizisi şeklinde blogumuzda her hafta sizlerle paylaşacağız. ’12.Gezegen’ Marduk’un keşfinden bu yana yaklaşık 30 yıl geçmiş; Nasa 1983 yılında başka bir güneş sisteminin varlığını araştırırken  Iras isimli bir uydu aracılığıyla bizden 50 milyar mil uzaklıkta devasa bir gök cismi keşfetti. Önceleri gizemli bir gezegen olarak adlandırılan bu gezegenin; keşfinden yıllar önce Azeri asıllı Amerikalı yazar Zecharia Sitchin tarafından yazılan 12. Gezegen isimli kitabında yer alan  Sümerler den kalan tabletlerin tercümelerin de bahsi geçen 12.gezegen veya nam-ı diğer Marduk olduğu iddia ediliyor. Keşfedilişinin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra 21 Ekim 2003 de Amerikadaki bir gözlem evinde ilk defa dünya üzerinden görülmesi mümkün oldu ve astronomlar tarafından 2033-UB-13 olarak isimlendirildi. Konu ile ilgili kitap yayınlayan araştırmacı yazar Andy Lloyd ise Kara Yıldız ismini verdiği bu sistemin güneşin ölü ikizi olduğunu iddia ediyor ve  Kara Yıldız sisteminde yer alan 7 gezegen den en sonuncusununda dünya benzeri bir gezegen olan Marduk olduğunu düşünüyor. Ve evet beklenen Mayaların Haab takviminin son günü 21 Aralık 2012 tarihi  Marduk’un güneş sistemimizi geçmişte defalarca olduğu gibi yeniden ziyaretini gösteren tarih olduğu iddia ediliyor. Mayalar bu tarihte insanlık için 5. Güneş döneminin bitip 6. sına girileceğini öngörmüşler. Bahsi geçen öngörünün gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak senaryo ise oldukça korkutucu: Dünyanın eksenin değişerek Güneşe olan sabit konumunun kaybolması, manyetik çekim gücünün çekirdekteki lavların olağandışı bir şekilde yeryüzüne çıkmasına neden olması, kutupların erimesi ile tatlı su-tuzlu su dengesinin ve deniz yaşamının alt üst olması, hatta yeni bir buzul döneminin başlama ihtimali… gerçekten senaryolar tüyler ürpertiyor  tabiki aynı yakınlaşmanın tam tersi dünya için aydınlanma  ve kainatın diğer üyeleri ile yakınlaşma fırsatı elde edeceği bir  aydınlanma dönemine  girilebileceğini savunanlar da var. Ama biz daha çok kendi bilimsel kurgusu ve tarihsel kanıtları ile anlatılan hikayelerin peşinde olacağız ve onları aktaracağım.

Hemen aklıma Albert Einstein’ın üçüncü dünya savaşı ile ilgili soruya verdiği cevap geldi; ‘Üçüncü dünya savaşının hangi silahlarla olacağını bilmiyorum ama dördüncüsünün taş ve sopalarla olacağını biliyorum.’

Yorum Yapılmamış

Yorum yap
CAPTCHA

*

Başa Dön