21 Kas SIRLAR ZİHNİN ISTIRAP VERİCİ HAZİNELERİDİR.
Hiç düşünmüşmüsünüzdür?
‘’Çoğu insanın sır zannettiği şeyler aslında hiç de öyle değildir, mesela gizemler sır değilidir. Az bilinen gerçekler veya unutulmuş hakikatlerde… Bir sır faal olarak gizlenen bir bilgidir. İki tür sır vardır. Ağız sırları ve yürek sırları.
Çoğu sır ağız sırrıdır. Paylaşılan dedikodular ve fısıldanan küçük skandallar gibi. Bu sırlar dünya ya salınmak için can atmaktadır. Bir ağız sırrı, çizmenizin içine kaçmış bir taş gibidir. İlk başta onun farkında bile olmazsınız. Ama daha sonra rahatsız edici ve en sonunda katlanılmaz hale gelir. Ağız sırları tutuldukça büyürler, dudaklarınıza baskı yapana dek şişerler. Serbest kalamak için didinirler.
Yürek sırları farklıdır. Bunlar mahrem ve ıstırap vericidir. Tek istediğiniz onları dünyadan saklamaktır. Ağzınızda şişip dudaklarınıza baskı baskı yapmazlar. Yürekte yaşarlar ve saklandıkça ağırlaşırlar. Ağız dolusu zehir bile yürek sırrından daha iyidir. Bir budala bile ağzındaki zehiri tükürebilir ama bizler bu ıstırap verici hazineleri saklarız. Onları her gün biraz daha yutkunarak içimizde daha da derine inmeye zorlarız. Orada otururlar, ağırlaşırlar, çürürler. Yeterince zaman geçerse kendilerini saklayan yüreği ezerler.’’ Teccam’ın Tecellisinden…
Benden de bir şiir olsun 🙂
GİZEMLERİMİZ
Alacakaranlıkta bir sahildeyim sanki
Sessiz sessiz oynaşan dalgalarda,
Bir şarkının notaları gizli sanki
Manalı manalı bakan gözlerinde
Bir aşkın ilk ışıkları gizli sanki
Her biri anlamlı sözlerinde
Tatlı sevgi sözcükleri gizli sanki
Sürekli kımıldayan dudaklarında
Aşkının güzel buseleri gizli sanki
Benim yüzümdeyse ilk aşkın
Tatsız hatıraları gizli sanki
Acı sözlerimin altında
Kanayan bir kalp gizli sanki
Dalgın bakan gözlerimde
Karanlık dünyam gizli sanki
Şu zavallı gönlümde
Bekleyen bir çiçek gizli sanki.
Yorum Yapılmamış