A LA RECHERCHE DU TEMPS PERDU - Nilufer.ist
2156
post-template-default,single,single-post,postid-2156,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-7.7,wpb-js-composer js-comp-ver-4.7.4,vc_responsive
 

A LA RECHERCHE DU TEMPS PERDU

28 Haz A LA RECHERCHE DU TEMPS PERDU

Uyku ile uyanıklık arasındaki 

bir zihinden oluşan bir roman ve okuduğunu algılamanın ötesine geçen, kendi üzerine düşünce üreten metinlerin peşine düşen ve onunla birlikte düşünce üreten bir okura varan bir süreç oldu benim için Faransız yazar Marcel Proust’un YKY Yayınlarından çıkan Kayıp Zamanın İzinde Mahpus’u okumak.

Picture 1

Kesinlikle kolay okunur, kolay anlaşılır bir yazar değil Proust ama kitapları, her kitap severin deneyimlemesi gereken bir tat bırakıyor insanın zihninde…

Mahpus; esirinin tutsağı olmuş bir adamın yaşadıklarıyla yaşayamadıklarının karışımı bir sayıklama sanki. Gerçek cennetler, unuttuklarımızdır diyerek sanki aşırı duygusallıktaki ruhsuzluğu vurgulamaya çalışıyor.

Proust’un yazmadaki titizliği ve mükemmeliyetçiliği; bir metni 8-10 kez yazdıktan sonra son şeklini verdiğini keşfettiğimiz,  ölümünden  yıllar sonra ortaya çıkan elyazmalarından açıkça anlaşılıyor.

Proust yaşarken edebiyat dünyasının yarısı onu çok parlak bir yazar, diğer yarısı da okunamayacak kadar ağır buluyordu. Ama şimdi dışavurumcu Fransız edebiyatının en önemli ismi olarak anılıyor. Bir otobiyografi olarak da algılayabileceğimiz yedi cildin birleşiminden oluşan Kayıp Zamanın İzinde eserinde Proust zaman kavramını bir pusula gibi önüne alarak ‘içimizde yaşayan geçmişi’ ortaya çıkarmanın görevi olduğunu söylemiş. Kitabın kurgusu, karekterleri ve yaşananlar Proust’un aile yapısının, Paris’in aristokrasiden orta sınıfa geçerken yaşadığı sancıların, eşcinselliğinin ve müzmin hastalığının birer yansıması olmuş.

Proust hakkında okuduğum bir yazıda şöyle diyordu: ‘’Hakikatleri değil, hakikatlerin kurulmuş şeyler olduğunu söyleyen biri – Proust. Bir hekim-yazar değil, yazdığı yüzlerce sayfalık ‘psikolojik analiz’ fragmanlarına karşın bir hekim-yazar değil, özgürleştirici akışını okuyan-kişiyle paylaşan bir şizofren.’’

Picture 2

Yorum Yapılmamış

Yorum yap
CAPTCHA

*

Başa Dön