BİLGİ ❖ BİLMEK ❖ BİLGELİK - Nilufer.ist
2191
post-template-default,single,single-post,postid-2191,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-theme-ver-7.7,wpb-js-composer js-comp-ver-4.7.4,vc_responsive
 

BİLGİ ❖ BİLMEK ❖ BİLGELİK

07 Eki BİLGİ ❖ BİLMEK ❖ BİLGELİK

Ne okursam okuyayım OSHO nun kitapları

her daim hep elimin altında bir yerlerde olur. Hatta yeri gelir geri döner döner tekrar okurum. En sevdiğimde ‘Her Gün Osho’ 365 gün meditasyon!

Picture 4

En güzel tarafıysa her okuduğumda farklı şeyler keşfetmek. Bence Osho bu işte oltanı her salladığında farklı balıklar  yakalayabildiğin bir nehir… Her zaman okuduğun halde neden şimdi gündeme geldi derseniz de cevabım çok basit yogaya başladım ve meditasyonun ne kadar farklı anlamları olabileceğini keşfetmeye başladım.

Osho der ki; hatırlanacak en önemli şey, bilgililiğin bilgelik olmadığı ve olamayacağı, hatta onun bilgeliğin önüne geçen bir engel olduğudur.

Günümüzde insanlar daha eğitimli, daha okur-yazar hale geldiler. Eğitim sayesinde herkes bilgili ama bilgelik yitirilmiş durumda. Bilgi kitaplardan, eğitim kurumlarından ve internetten  çok kolay bir şekilde  elde edilebilir vaziyette dolayısıyla bilgeliği kim ne yapsın ki bilgelik zaman, enerji, bağlılık, adanma gerektirir.

Bilmenin anlamı toplamak, bilgi biriktirmek, veri biriktirmektir. Bu insanı değiştirmez sen aynı kalırsın; sadece bilgi bilgi birikimin giderek daha büyür. Bilgelik ise seni dönüştürür. O gerçekten formasyon içinde olmaktır, enformasyon değil! Yeni bir yolla insanın içsel varlığını şekillendiren bir transformasyondur. Yeni bir görme-bilme-olma zinciri oluşur.

Meditasyonun bin bir çeşit açıklamasını duydum ama en doğrusu bence de ; insanın bilinçsizliğinin bilinçliliğe dönüştürülmesidir. Bu dönüşümde sanırım en iyi yardımcı da Yoga dır. Normalde zihnimizin sadece onda biri bilinçlidir ve onda dokuzu bilinçsizdir. Bu onda birlik küçük bir ışık kaynağının tamama yayılmasını meditasyon ile sağlayabiliriz. Ve biz aydınlandığımızda tüm varoluş aydınlanır.

Beden ritmini anlamak çok önemlidir ve o değişmez. O doğduğun an sabitlenmiştir. Onu değiştirmeye çalışmamak gerekiyor, insan zaman zaman ritimde düzensizlikler yaşayabilir ama asla düzensizliği bir rutin haline getirmemeli.

Beden ritmi üzerine yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır ki bu ritm hücresel düzeyde programlanmış ve değiştirilemez. Örneğin; güneş batarken uykuya dalan kuşlar üzerinde deneyler yapılmış. Kapatıldıkları odalarda yapay bir düzen oluşturulmuş ve gerçekte güneş varken oda karartılmış veya güneş batarken aydınlatılmış, hemde aylarca. Sonuçta bu sistemde yaşamaya zorlanan kuşlar beden ritimleri bozulduğundan nevrozlu hale gelerek anormal davranışlar sergilemişler. Öyleyse basit bir şekilde insanın kendi ritmini takip etmesi gerekiyor.

Aydınlanmanın gerçekleşmesini insan zorlayamaz. Aydınlanma ne zaman olursa olur; insan sadece yolunu hazırlayabilir. Bir çok insan hayatın doğal akışında aydınlanmanın ilk anlık görüntüleriyle karşılaşabilir ancak hazır olmadıkları için tanımayabilirler. Sanki hiç elmas görmeyen birine verilen çok büyük bir elmas gibidir. Meditasyon yaparak aydınlanmanın, bilgeliğin yolunu hazırlayabiliriz. Ve hazır olduğumuzda da o bizi bulacaktır.

Picture 5

*O zaman ne yapıyoruz? *

*Yoga ile meditasyon yapıyoruz *

* Meditasyon ile beden ritmimizi yakalıyoruz*

* Ve aydınlanmanın yolu açıyoruz ki o bizi bulabilsin, biz onu fark edebilelim. *

Yorum Yapılmamış

Yorum yap
CAPTCHA

*

Başa Dön